Kırıkkale'nin Balışeyh ilçesine bağlı Yenili köyünde yaşayan 33 yaşındaki Menderes Öcal, şehir hayatını geride bırakarak çocukluğundan beri aşina olduğu küçükbaş hayvancılığına geri döndü. Kırıkkale il merkezinde 5 ay geçiren Öcal, şehrin temposuna ve yalnızlığına alışamadı. Köyün huzurunu ve hayvanlarıyla birlikte çalışmanın verdiği özgürlüğü tercih etti. Öcal ailesi, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın destek projelerinden faydalanarak hayvancılık işletmelerini sürdürüyor. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri de düzenli olarak hayvanların sağlık kontrollerini yapıyor. Öcal'ın bu dönüşü, kırsal kesimde yaşamanın artan cazibesini ve devlet desteklerinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu durum, özellikle gençler arasında köye dönüş akımının hız kazanması açısından da oldukça önemli bir gösterge niteliğinde.
Şehir Hayatı Yerine Köyün Huzuru
Menderes Öcal, şehir hayatına dair deneyimlerini şöyle özetliyor: "Şehre gittim ama yaşayamadım. Çocukluğumuzdan beri hayvancılıkla uğraşıyoruz. Sonra düşündük ve 'Hayvanları satalım, şehre yerleşelim' dedik. Ama 5 ay bile dayanamadık, geri döndük. Şehir hayatı bize uygun değil. Küçükbaş hayvancılığın sevgisi bambaşka. İçinde büyüdüğümüz için bizim için bir yaşam biçimi. Severek yapıyoruz. Şehirde çalışsan da bir başkasının işini yapıyorsun ama burada kendi işimizin patronuyuz. Kimseye bağımlı değiliz. Sevmesek zaten hayvanların içine giremeyiz. Köyde doğayla iç içeyiz, ailemle birlikte çalışıyoruz. Çocuklarımız burada özgürce oynayabiliyor. Şehirde ise bu mümkün değil. Dışarı çıkarmaya korkuyoruz. Ama burada toprakla iç içeler, bu da onların gelişimi için çok faydalı. Şehirde imkanı olanlar varsa hiç durmasın, köye dönüp bu işi yapsınlar." diye konuştu.
Devlet Desteklerinin Önemi
Menderes Öcal'ın babası İsmail Öcal (57), devletin sunduğu desteklerden duyduğu memnuniyeti dile getiriyor: "Bize bu çadırı verdiler, davarımız, malımız rahat ediyor. Önceden çok perişandık, mağdurduk. Suluklarımızı veriyorlar, desteklerimizi alıyoruz. Her yönden Allah devletimizden razı olsun. Davarımız susuz kalmadı, yerimiz çadırsız kalmadı. Mağdur olmuştuk. Allah bin kat razı olsun devletimizden." Benzer duyguları dile getiren Mehmet Demirdağ (34) ise, "Destek onlardan, emek bizden. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın desteğiyle, bizim emeğimizle bir yerlere varmaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince en iyisini yapmaya gayret ediyoruz. Valimizin ve Başkanımızın desteğiyle damızlık koç alımında bizlere katkıları olduğu için çok teşekkür ediyorum. Küçükbaş hayvancılıkla uğraşanların mağdur olmaması için ellerinden geleni yaptıkları için herkese teşekkür ediyorum. Elimizden geldiğince iyi yerlere varmaya çalışıyoruz. Babadan, atadan, dededen gördüğümüz gibi bu işi yapıyoruz. Bu işi parası için değil, hevesimiz olduğu için yapıyoruz." şeklinde konuştu. Bu destekler sayesinde hayvancılık faaliyetlerini sürdürebildiklerini ve geliştirebildiklerini belirtiyorlar.
Devam Eden Destek Programları
Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Kürşat Ulusoy, hayvancılıkla uğraşan çiftçilere yönelik çeşitli destek programlarının devam ettiğini belirtiyor: "Kuzu-oğlak desteklemesi, aile işletme desteklemesi, çoban istihdam desteği ve genç kadın çiftçi destekleri sağlıyoruz. Bunun yanında, Valimiz Mehmet Makas'ın destekleri ve çalışmalarıyla koç dağıtım projemiz var. Koçlarımızı aldık, seçimlerimizi yaptık. Bakanımızın ve Genel Müdürümüzün destekleriyle bu sulukların dağıtımını gerçekleştirdik. Burada yetiştiricilerin maksimum seviyede destek alması ve bu işleri severek yapmaları için Sayın Bakanımızın, devletimizin, valimizin ve Tarım İl Müdürlüğü'nün de destekleriyle tüm gayretimizle çalışıyoruz." Bu açıklamalar, devletin kırsal kalkınmaya verdiği önemi ve hayvancılık sektörüne sağladığı desteği vurguluyor.